Emre'nin günlüğünden:
Deneyin 1. Günü: Dün hep beraber Burger Kralı'nda birşeyler yerken, hararetli bir tartışmanın ardından bir deney yapmaya karar verdik. İzmir ekibinin ben olmazsam asla bir araya gelip buluşmayacağını öne sürdüğüm an, Can ve Yiğit şiddetle karşı çıkıp bunun büyük bir saçmalıktan ibaret olduğunu belirttiler. Bizde dün itibariyle ben çağırmadıkça grubun en erken ne zaman bir araya geleceğine dair olan deneyimizi başlattık. Zavallılar, bir de şu konuda iddaa etmiyolar mı, gülmemek elde değil. Kesinlikle kazanan. ben olacağım.
Deneyin 15. Günü: Tam iki hafta oldu, ne arayan var ne de soran. Neyse ki Çağatay beni haftasonları evine çağırıyor da birkaç saat beraber vakit geçirebiliyoruz. Tabii bu deneyi sonladıracak bir buluşma değil. Tezimin çürümesi için tüm İzmir ekibinin ben organize etmeden Alsancak'ta buluşması gerekiyor. Ve bunun yakında zamanda da olacağını düşünmüyorum. Bakalım zaman daha neler göstericek?
Deneyin 48. Günü: Evde kendi kendime oturuyordum ki Can aninden telefon edip, bütün öfkesiyle "NEDEN BULUŞMUYORUZ AMINA KOYİM?" diye bağırıp bana cevap hakkı bile vermeden telefonu yüzüme kapattı. İlkel herif! O kadar Rör'ledi ama gene de herhangi bir şekilde bir buluşma organize etmek için bir çaba göstermedi. Umarım beni yavaş yavaş anlıyorlardır.
Deneyin 74. Günü: Ulu tanrım! 2 aydan fazla oldu buluşma düzenlemeyeli, sadece bazı haftasonları Çağatay'ı, nadiren de sinema gösterimi günlerinde Ali'yi görüyorum. Yiğit hak getire! Sağdan soldan Can'ın bu zaman zarfında 14 kere İstanbul'a gittiğine dair haberler aldım. Yiğit ve Ali'nin yüzünü bir kez bile görmesem de ara sıra msn'de konuşma fırsatım oldu. Sanki dünyada bir tek bu ikisi öğrenim görüyor aq, ne zaman sorsak sınavları var. İnsan sinirlenmeden edemiyor.
Deneyin 139. Günü: Çok şükür geçen hafta Ankara'dan Özgür geldi ve dün itibariyle İzmir ekibini adeta tekme tokat bir araya getirdi. Onda da zaten Yiğit 2 saat rötarlı geldi, Can'da gelmek için ikna olana kadar Özgür'ü delirtti. Ama bu da tabi ki deneyin sonu anlamına gelmiyor. 4 aydır kimse bir organizasyon falan düzenlemedi hala İzmir'den. Bu durumu Özgür'le paylaştığımda bana götüyle güldü ve "Ben bu sebepten kaçtım zaten İzmir'den, sağlığım bozuldu bu beyinsiz heriflerin yüzünden. Biz bunlarla niye görüşüyoruz ki? Ağzını yüzünü dağıtmak lazım bunların aslında." dedi. Tanrım, insanlar artık benimle eğlenmeye başladı...
Deneyin 182. Günü: Özgür gittiğinden beri tek bir buluşma bile olmadı ve Çağatay'da nişanlandığı için onunla da eskiye nazaran daha az görüşür olduk. Ama az kalsın dün korkunç bir hata yapıyor ve bir buluşma organize ediyordum. Neyse ki Yiğit msn'de "Samsun'dan babaannem gelcek" diyince silkinip hemen toparlandım. Kendime hakim olmalı ve duruşumu bozmamalıyım. Artık bir gurur meselesine döndü bu olay, ne olursa olsun yenilmeyeceğim onlara...
Deneyin 267. Günü: Bugün benim adıma korkunç, Özgür adına ise müthiş birşey oldu ve Özgür Ankara'da düzgün bir gazetede iş buldu. Daha da korkuncu Murat'ı da yanına aldı. Bu çok uzun süre daha artık İzmir'e uğramayacaklarını gösteriyor. Yüce tanrım, İzmir ekibi ben müdahele etmedikçe kesin olarak dağılacak çok iyi biliyorum bunu. Sen bana ekibi bir arada tutmak için gereken gücü ve dirayeti ver. Artık tükenmeye başladım.
Deneyin 434. Günü: Bugün Yiğit'i Alsancak'ta bir barda arkadaşlarıyla içerken gördüm. Ve tanrı şahidim olsun ki beni görünce tanımadı bile(Ya da fazlasıyla sarhoştu)! Kendi kendine "Lan Kıraç, top rock hiç para eder mi? Lafını bilmeyen it bu rapi yer mi? Kıraç bi dünya hiç demek, öküz gibi anırıp ayı gibi geğirmek! Götünü sikeyim Kıraç!" diye anlamsız bir şarkı mırıldanıyordu. Birkaç saniye onu gözlemledikten sonra sessizce oradan uzaklaştık.
Deneyin 528. Günü: Deney tam anlamıyla kontrolden çıktı. Çağatay evlendi, Ali kendine tam bir İzmir fıstığı buldu, Yiğit'in ya Rize'den babaannesi geliyor ya da sınavları var. Can'ın telefonu ise sürekli olarak meşgul. Tahminimce kız arkadaşıyla konuşuyor sürekli olarak beyinsiz herifi! Hayatına bir dişi girdiği günden beri ne spor yapıyor, ne rör atıyor, ne de birşeyler okuyor. Hala da Bilgisayar Mühendisliği birinci sınıftaymış. Tanıdığımdan beri de o sınıfta. Ekibin arada bir internette benimle dalga geçtiğini duyuyorum "Emre de anlama kıtlığı var salak salak buluşalım diye ısrar ediyor gelmicem dediğim halde" diye. Gururum incinmeye başladı. Ama Tanrı biliyor ya, neredeyse 2 yıl oldu ve dostlarımı fazlasıyla özledim.
Deneyin 693. Günü: Bugün bana en büyük darbeyi Ali vurdu. Kendisini "Maskeli Beşler: Dünyaya Karşı" filminden çıkarken gördüm, hem de yanında saçını İsveç'li sarısına boyatmış halka küpeli bir kızla! Bir de üstüne Özgür telefon edip: "Sen ne kadar gerizekalı bi adamsın! Hala bu salakları bir araya mı getirmeye çalışıyorsun? Sen insanlık tarihin gördüğü en beyinsiz adamsın, tersini iddaa eden zeka özürlüdür!" diyip bastı kahkayı. Bu acı çeken ruhum daha nelere şahit olacak? Ne kadarını daha kaldırabilirim bilemiyorum.
Deneyin 986. Günü: Deney falan umurumda değil artık! Bugün sahip olduğum tüm insanı değerlerimi karşıma alıp buluşma düzenlemeye karar verdim. Herkes deneyi unutmuş gibiydi, ama Ali kız arkadaşıyla "Twilight: Rising Of Frankenstein"a gideceğini, Yiğit de finalleri olduğunu iddaa ederek gelemeyeceğini belirtti. Can'a telefon ettiğimdeyse "Kuledeyim abi, oyun oynuyorum!" diyerek yüzüme kapattı telefonu. Sen beni ayakta tutan irademe sahip ol yüce tanrım, duyduklarıma inanıyorum. Biz ne hale geldik böyle? Ben ortaya tüm gururumu koyuyorum, onlarınsa yaptıkları...Sesten hızlı reddedildiğim gün bile bu kadar çok incinmemiştim.
Deneyin 1033. Günü: Artık her şey bitti. Ben herşeyini kaybetmiş bir adamım. Onurum, şerefim, haysiyetim, gururum, herşeyimi kaybettim. Herşeyimi... Artık bu acımasız dünya da insanı değerlerini kaybetmiş biri olarak sebepsizce ilerlemenin bir anlamı yok. Çoğu kişi yokluğumu bile farketmeyecektir zaten. Elveda dünya! Umarım biri bu defteri bulur...
Emre deneyin başlangıcından tam 2 yıl 10 ay ve 6 gün sonra evinde kendini Playstation kablolarıyla boğmuş olarak bulundu...
ÖZEL NOT: Blog'ta anlatılan öykü kurgu olsa da gerçek hayatta da bu deney aynen uygulanmış, ve Emre'nin 14. gün sonunda herkesi arayıp buluşma organize etmesiyle son bulmuştur.
25 Aralık 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)