4 Şubat 2011 Cuma

Matematiğin Yolu Bir: 31,25

Tarih: Temmuz 2009

Saatler gece yarısına yaklaşırken ekipçe kutsal mekanımız olan Sardunya's da hac görevimizi yerine getirmiş ve mutlu hacılar olarak evlerimize dönüyorduk. Ama her ne kadar mevsim, hava, bulunduğumuz şehir, dostluk, ortam, vb gibi birçok şey, yani kısaca hayatın kendisi şu an için oldukça güzel gözükse de bu mutluluğu fark edemeyecek kadar derbeder bir dostumuz vardı aramızda: Uzun süredir kadınlar konusunda iyi günler geçirmeyen hızlı çapkınımız Özgür...

Elbette Özgür'ün içinde biriken bu zehiri bir şekilde akıtması gerekiyordu hayatta kalabilmesi için. Ve bunun için Alsancak'ın göbeğinde dört dörtlük bir evi olan ve bunu herhangi bir kadını elde etmek için ömrü boyunca kullanmamış olan Can, bu işin biçilmiş kaftandı.Tabii bir de bunların üzerine kadınların kendisiyle ilgilenmediğini iddaa eden ve ilgilendiklerini fark ettiğimiz anda kendisine söylediğimizde "Ben çok yakışıklıyım da ondan herkes bana yazıyo di mi? Nereye bakıyolar mına koyim?" diyerek anlamsız öfke nöbetlerine kapılan Yiğit ise birazdan aynı makus talihi Can'la paylaşacağından habersiz yürümeyi sürdürüyordu. Zaten trajedi hep en beklenmeyen anda gelir derler...

Ne olduysa ışıkların oraya vardığımızda oldu. Lambaların bile kendini durdurduğuna dertlenen Özgür, alkol ve abazalığın birbirine temas etmesiyle bir anda atom bombası gibi infilak etti: "Ya siz ne kadar beyin özürlü gerizekalı mahluklarsınız? Allah size köpek kadar akıl vermemiş, beyinsiz angutlar. Birinin Alsancak'ın en taşşaklı yerinde evi olur kullanmaz, öteki kendine yaklaşan kadınları beğenmez reddeder! Leonardı Di Caprio sanki amına koyim! Ya Allah size gene iyi davranıyo, ben onun yerinde olsam sizi maymun ederim. Kadın sizin neyinize ya? Törenle kesin atın önünüzdekileri siz. Gelde Allah'a isyan etme ya! Böyle gerizekalılara yolla işte amları, benim gibi dört dörtlük ve yakışıklı bi adamı da yalnız bırak. Ben böyle dünyanın, adaletin, düzenin, sistemin anasını avradını sikeyim, kolum bacağım girsin böyle evrene. En sonunda mafya yapıcaklar beni götünü siktiklerim!" diye tüm dünyaya isyanını haykırdı.

Tüm dünya derken inanın zerre abartmıyorum kıymetli okur. Başlangıçta bu serzenişi yalnızca biz dinlerken, yaşadığı öfkeyle orantılı olarak sesinin tonuda artmış, bu sebeple aynı ışığın altında karşıya geçmeyi bekleyen 20 kadar tanımadığımız insan da bu serzenişi büyük bir şok ve sessizlik içinde dinliyordu. Abartmıyorum aynı kalabalığa "Az önce 3. Dünya Savaşı çıktı lan!" diyin, yemin ediyorum bundan çok daha az şoka girerlerdi. Bütün kalabalık büyük oranda zihinsel bir felç geçiriyordu. Ve şaşkınlık içinde bize doğru bakıyorlardı.

Bu felçten yararlanarak koşarcasına öteki kaldırıma kaçtık. Ama geçirdiğimiz kısmı felç ve kahkaha nöbeti sebebiyle aramızdan hiçbirinin o birkaç saniyeyi zerre hatırlamadığına adım gibi eminim. Ama Özgür gene de hıncını alamamıştı. Ömrünü verdiği Shotokhan Karate, Aikido ve Kendo'nun şu an onu zerre fayda olmayacağını çok iyi bilen Can hızla uzaklaşmaya çalışsa da Özgür onu avını yakalayan bir panter çevikliğinde kolundan yakaladı. Ve bu sefer de dudaklarından bilimde yeni ufuklar açan şu hesap döküldü:

"Ya sen nası kullanamıyosun o evi amına kodumun beyinsizi? O ev bende olcak varya, rastgele karılara teklif eder gene eve atarım. Sizin evin o civarda kaç daire var diyelim? 1000 olsun hadi. Bunların yarısı erkek diyelim, 500. Bu 500'ün yarısı da çocuk ve yaşlı olsun, ne etti? 250. Bu 250 tane senin yaşıtın kızında yarısı çirkin olsun. Kaç tane kaldı? 125. Bunun da yarısı asla teklifini kabul etmicek olsun. Kaç kız kaldı? 62,5. Yarısı da sana vermeyecek olsun, geriye ne kaldı? 31,25. Ulan beyinsiz öküz, hergün çevrende sana direkt sorduğun an vermeye hazır ve güzel 31,25 tane kız var sen hiç birine çakamıyosun. Senin elini ayağını sikeyim. Çakma zaten sana müstahak bunlar, sen hakediyosun bunları!" diyerek yaptığı müthiş hesabı bizlerle paylaştı.

Ne Can, ne de bir başkamız buna itiraz edebildi. Matematik ortadaydı çünkü, tek gerçekti. Can yıllardır bu 31,25 kızın çevresinde yaşamış olmasına rağmen hiç birine el sürmemişti. Özgür'e karşı gelsek bile bilime karşı gelemezdik. Gerçeği mecburen kabullenip yollarımıza devam ettik.

O anda yaşadığı talihsizliklerden muzdarip olan Kara Pirens'imiz Yiğit ise duyduğu hesap hakkında şunu belirtti: "Tamam 31 kızı anladık da o bana 0,25'lik çeyrek kız denk gelir aq. Gerçi neresinin denk geldiğine bağlı"...

Yazarın Notu: Bu olay tamamen gerçektir.