1) 1) Sabah Uyandığınızda Tsu 2 Oynayan Özgür
Görüntüsü
Tatil sabahları uyandığınızda muhtemelen sizi karşılayacak
ilk görüntüdür. Sabah sizi uyandıran şey de bizzat oyunun 8-bit müzikleridir.
Özgür bütün gece boyunca bölük parça 4-5 saat ya uyumuş ya da uyumamış,
uyanınca da kendini Playstation’ın başına atıp Captain Tsubasa 2 oynamaya
başlamıştır. Her tatilde bu oyunu bir kez bitirmeden tatilini bitirmez, gerekirse
sırf bunun için tatilini bile uzatır. Onun için tatilde sigara içerek CT2
bitirmek ayrı bir şehvettir. Oyun birebir emülatörle oynanmasına rağmen maç
kaybettiği zaman oyunun orijinalinden farklı olduğu konusunda ısrar eder.
2)
2) Yatmaktan Yorgun Düşen Yiğit
Tatil boyunca öylesine çok uyuyup yatışta bulunmuştur ki
ayakta duracak hali bile kalmamıştır. Eğer kimse uyandırmazsa 4-5 gün aralıksız
uyuyabilir, besin tüketmeye ya da işemeye ihtiyaç duymaz. Ama görevi gereği
kısa süreliğine uyanır, yemeği hazırlar, çocuklarının karnını doyurur ve yatmanın
verdiği enerji kaybına bir de yemek hazırlamanın getirdiği yorgunluk bindiği için
tekrar gider yatar. Diğer kalan zamanlarda da andorid telefonunu parmaklar ve
ekibi gülmekten ağlatır. Biraz da Murat’la didişir, sonra tekrar yatar. Daha
işsizken bu kadar yorgun olan Yiğit çalışırken ne yapar heyecanla bekliyoruz.
3)
3) Sinirli
Emre
Peygamber sabrı tatilde fazlasıyla tüketilir. Çünkü ekip 360
gün boyunca Soul Calibur’a elini bile sürmezken tatilde başından bile kalkmaz.
Bütün sene laf ettikleri bu sikten oyunu oynamak için denize bile gitmezler. Hâlbuki
Emre için yaz tatili, yılın diğer günlerinde yapamadığımız şeyleri yapabilmek
için bir fırsattır. Ama ekip bunun yerine evden dışarı çıkmaz, playstation
oynar, akşamları gezmez, sahilde güneşlenmez, yüzmez. Ev aramak için her sene
saatlerce çırpınan Emre’nin bulduğu evde hiç çabalamayanlar tarafında da tatil
boyunca eleştirilir. Böylece bütün sene tatili dört gözle bekleyen Emre
sinirlenir. Akşama da gene normale döner.
4) 4) Gizemli Sapık
İlk tatilden bu yana ekibin peşini bırakmamıştır. İlk
tatilde Emre’nin gözlüğü kırıp yarısını bavuluna, yarısını da götünün altına
koymuş, ikincisinde evin her tarafına sakız yapıştırmış, üçüncüsünde evin
erzaklarını güneşe çıkartarak bozmuş, geçen sene de Özgür’ün çakmağını her gün
evin en imkânsız köşelerine saklayarak kendisine beyin kanaması geçirtmiştir.
Kendisini hiç görmezsiniz, fakat varlığından eminsinizdir. Bir nevi Allah gibi
bir şeydir.
5)
5) Denize Gitmekten Vazgeçen Çağatay
Tatil boyunca her gün ertesi gün için denize gitmeye söz
verir ama her seferinde vazgeçer. Bir haftalık tatil boyunca maksimum 1, eğer
galaksideki çeşitli gezegenler hizaya gelirse de bilemedin 2 kere denize gider.
Denize gider dediğime de bakmayın, gerçekten de sadece gider, denize girmez.
Mısır ve bira tüketerek sahilde mızmızlanır ve ne zaman eve geri döneceğimizi
sorup durur altın gününde sıkılan çocuk gibi. Kendisini denizde yüzerken görebilmek
tarih boyunca şahit olabileceğiniz en nadir görüntülerden biridir. Bu huyu
yüzünden sahilde oturmaktan bile feci zevk alan Emre’yi deli eder. Ama
tartışmayı her seferinde Çağatay kazanır ve ertesi sabah denize gitmekten
vazgeçer.
6) 6) Kasaya Kilitlenen Bal – Kaymak
Ekip tatil boyunca yemek söz konusu olduğunda bütün
kibarlığını ve adab-ı muaşeret kurallarını tamamen yitirir. Hâlbuki yıl
içerisinde böyle bir durum yaşanmamaktadır. Öyle ki kendini kaybeden bu
marjinal çapulculara Yüksek İngiliz Lordu Sör.Ciğithan Yivil bile dahil olur.
Akşam yemeklerinde sofra, 2 ay aç gezen Somalileri bile gölgede bırakacak bir
hayvanlıkla talan edilir. Kahvaltı için alınan bal-kaymağın dağıtımı konusunda
adaletsizlik yaşanmaması için Özgür tarafından kilitli kasaya kaldırılır,
dağıtımı sabahları gene karneyle Özgür tarafından yapılır. Benzer bir durum
elini çabuk tutanın 35 köfte yememesi için akşam yemeklerinde de yaşanır. Lakin
ekip Özgür’ün adaletine saygı duyar ve dağıtım esnasında ses çıkarmaz. Fakat
başkalarına ait erzak ev abur-cuburların gizlice tüketilmesine henüz bir çare
bulunamamıştır.
7)
7) Can Teyze
Tatil süresince oyun oynayan hiç kimsenin performansını
beğenmez. Perfect aldığınız maçlarda bile bir kusur bulur, oynarken yarım metre
yanınıza oturarak hiç susmaksızın karı gibi sizi iğneleyerek konuşur da
konuşur, gerçek bir Türk kızı ilişkisi yaşatır. Tamamen götlük amacıyla yaptığı
bilindiği halde maruz kalan kişi gerçekten de sinirlenir, kendinize hakim
olmanız mümkün değildir. Eşinden yeni ayrılmış ve her şeyin en iyisini hak eden
çirkin Türk kadını tatminsizliğini birebir taklit eder fakat bu yeteneğinin kaynağı
bilinmemektedir. Genelde bu konuyu da çok kurcalattırmaz.
8) 8) Plaj Terörü ve Tatile Parasız Gelmekte Israr
Eden Gerizekalı(lar)
Ekibin temelleri 2005’te atılmasına rağmen bir türlü
fakirliği yenememiştir. Tatile eğer 2-3 kişi biraz paralı geliyorsa diğerleri
tamamen fakir gelir. Bu yük de ağırlıklı olarak önce Özgür’ün, sonra da Emre’nin
g*tüne girer. Çünkü yaşlar 30’a yaklaşmasına rağmen hala para biriktirmeyi
beceremeyen gerizekalılar illa ki çıkar. Daha da beteri bunun için daha aptalca
açıklamalar getirmeye çalışırlar, hâlbuki tatile 1 hafta kala çılgınlar gibi
para harcadıklarını herkes bilir. Bu sebeple fakirlikten sahile inildiğinde
maksimum 1-2 şemsiye ve şezlong tutulur, bunun altına kürt klanı gibi 7-8 kişi
sığışılır, sonra da kadınların bizi beğenmesi beklenir. Bu çulsuz ve dip dibe
erkek grubu da plajı fazlasıyla huzursuz eder. Yiğit’in Rayban’ı bile bu konuda
olumlu bir etki yaratamamaktadır.
9)
9) Murat’ın Fantastik Benzetmeleri ve Taklitleri
Eğer Murat tatile gelebilirse kahkaha oranı minumum 8 katına
çıkar. Özellikle sinirlenmeye başladığı anlarda öylesine fantastik benzetmeler
yapar ki ekibin gülmekten gözyaşları sel olur akar. “Ayı siken sincap gibi
yemek”, “Açlıktan kolonları kemirmek” bunun en güzel örneklerindendir biridir.
Denizdeyken yaptığı “Mantar alınca büyüyen Mario “ taklidi kaç kez izlenirse
izlensin aynı etkiyi yaratır. “Yıldız alınca hızlanarak küfreden Mario” da aynı
derecede epiktir. Formda olduğu zamanlarda laf dalaşına girmek akıllıca
değildir, çünkü öyle saçma benzetmeler yapar ki kurtuluş mümkün değildir. Ama
siz kendisi hakkında doğru bir tespit de bulunduğunuz zaman “Ne alakası var?”
der. Özellikle Yiğit’le olan didişmeleri insanlık tarihinin en komik anlarını
oluşturur
10) 10) Evden Hiç Çıkılmadığı Halde Şehir Merkezinde Ev
İstenmesi
Ekibin geri zekâlılığına delalettir. Akşamları biraz çıkıp
dolaşmak isteyen Emre’ye ağır şekilde küfredilir, kesinlikle dışarı çıkıp geldiğimiz
tatil beldesi gezilmez ama ekip her sene oldukça merkezi bir yerde ev tutmak
konusunda ısrar edilir. Dışarı çıkmak teklif edildiğinde de “Ne yapcaz ki?”, “Yürücez
sadece” gibi inanılmaz cevaplar alınır. Çünkü beldedeki diğer insanlar JetPack’le
gezip bulutların arasında seks yapmaktadır. Bu sebeple “yürüyerek gezmek”
eylemi ekibe oldukça saçma gelir. Zaten aynı gece içerisinde çok fazla güzel
kız gören Yiğit üzülmeye başlar, morali bozulur. Benzer bir durum da lüks
eşyalı ev tutmak konusunda yaşanır. Çünkü 18. Yüzyıldan kalma, meşe ağacından
oyulmuş civotre bir yemek masasını g*tümüze sokmak daha çok zevk vermektedir.