31 Ağustos 2010 Salı

Karı 3D

Tarih: 2008'i 2009'a Bağlayan Gece

Çağatay'ın evinin üst katında kalma yaptığımız harika bir yılbaşı akşamıydı. Bütün gece boyunca saatler süren Soul Calibur 3 turnuvaları yapılmış, kimse 5 yıldır zerre para vermediği halde emektar joystiğime eski hassasiyetini kaybettiği için bol bol küfredilmiş,turnuva ağaçlarımla t*şak geçilmiş, Can'a fazla savunma yaptığı için psikolojik olarak yüklenilmiş ve her zaman olduğu gibi sebebini ısrarla anlayamadığım biçimde bütün turnuva boyunca rakiplerim desteklenmiş, bana düşman kesinilmiş, ben kazandıkça üzülmüş, yenildikçe de evi bayram havası kaplamıştı. Sadece mağlup olmam için rakiplerime Fatih Terim tarzı taktikler ve moral verilmesini saymıyorum bile(.mına kodumun kıskançları)!

Müthiş turnuvanın finalide sanki profesyonel bir Formula 1 yarışı gibi alkolle kutlanılmıştı. Nihayetinde saatler oldukça ilerlemiş ve dolayısıyla beyinler buharlaşalı oldukça uzun bir zaman dilimi olmuştu. Tabi ki ekibimiz ben alkol almadığım için beynimin hala yerinde olmasını sindirememişti ve uyumak için yattığım yerde bana saldırmaya devam ediyordu. Erich Vön Daniken'in kitapları, çok sayıda teori, gözlem, makale ve yazı dizisi okuyarak oluşturduğum "Uzayda Yaşam" kültürümü "Olm uzaylılar Türkiye'ye inse, bir yıla kalmadan tecavüz ederler. Ağızları emici doku nasılsa, ehü hü he hehehee hehe" gibi Tecavüzcü Coşkun tripleriyle baltalamaya çalışıyorlardı(Ki bu da başka bir Blog konusudur) müthiş bir neşeyle. Herneyse, duyduklarıma lanet okuyup Can'ı hala SC3 oynar biçimde salonda bıraktım ve "Allahınızdan bulun" tarzı bir vucut diliyle kendimi uykunun kollarına bıraktım. Ben uykuya dalarken sabah ezanı yeni yeni okunuyordu...

Nedendir bilemiyorum, ekipçe kalma yaptığımızın sabahları anlamsız bir halsizlikle uyanırım. Nitekim de gene öyle olmuştu. Uyku sersemi salona doğru ilerledim ve gördüklerim beni hala uyuyup uyumadığım konusunda şüpheye düşürdü. Can, saatler önce onu TV'nin başında bıraktım yerdeydi, yerinden bir milim bile kıpırdamamış ve elinde joystick, kanlı gözlerle gene aynı ekrana bakıyordu, hemde Soul Calibur 3 oynayarak! Hemen yanıbaşına da Ersen oturmuştu. Gördüğüm kadarıyla oldukça mutlu, hayır hayır daha doğrusu neşeli idiler. Neşelerinin kaynağını öğrenmek için ekrana baktım ve kabusumla yüzleştim...

Evet kıymetli okurlar, bu oldukça neşeli ikili, karakter yaratma modunda beraber 3 boyutlu bir karı yaratıyorlardı. Ve müthiş bir uyum ve takım oyunu sergilemekteydiler. Can tam istediği şekilde "Sörf Tahtası" fiziğine sahip bir kadın yaratmış, Ersen ise bu kadını aptal bir saç modeli, iğrenç mor bir kıyafet ve elbiselerle süslemişti. Sanki ekrana değilde adeta karşılarında capcanlı duran Adrianna Lima ya da Jessica Alba'ya bakıyor gibiydiler. Ve hayır, yaşadığım şok henüz sona ermemişti, şimdide fiziksel olarak kusursuzlaştırdıkları hatunu kirli emellerine alet ediyorlardı. Çeşitli rotasyon ve zoom teknikleriyle yarattıkları kızın götüne zoom'luyor, frikiklerine bakıyor ve "Ehi hehe hehe" gibi iğrenç bir sırıtışla tatminlerini dile getiriyorlardı. Sanırım dün gece ki uzaylıya tecavüz muhabbetleri onları kesmemişti.

Donaklamışlığın verdiği çaresizlikle adeta uyanamadığım bir kabusu yaşıyordum. Derken korktuğum başıma geldi ve Can varlığımı hissetti. Kanlı ve korkunç gözlerini üzerime dikerek yavaşça bana döndü. Kanın vücudumdan çekildiğini hissettim ve korku iliklerime kadar işledi. Ve dudaklarından sonumun geldiğini anlatan soru döküldü:
"AAB?*"

*"AAB" kelimesi, Rör dilinde "Abi" anlamına gelmektedir.

6 yorum:

  1. tarihi düzeltiyorum o zaman. ama onun haricinde sörf tahtası bişiyle eğlendiğim yalanına insanların inanmasını bekleme Ersen

    YanıtlaSil
  2. puhahaha:D okuduğum en sağlam kosf efsanelerinden bir tanesiydi. olayı yazıya dökünce 10 kat daha komik olmuş :D

    canın kanlı gözlerle baktığı sahne ve arada geçen muhabbet beni benden aldı :D

    YanıtlaSil
  3. ben arada uyumuştum,hatta uyandığım ana murat denk geldi (ki onu da epey korkuttum :D) bu arada bu yazıya bir de götüne meyil eden birayı eklesen tam olurmuş.

    YanıtlaSil
  4. olm Can sabah harbi çok korkunçtun, Gargoyle heykelleri gibi sabit görünce seni korktum doğal olarak :D
    alakasız bi zaman diliminde geçse de götten bira içmede süper bi olay ama o olay benim başıma geldiği için başkası yazsa daha iyi olur bence. Yazmak isteyen varsa yazarlık linki göndereyim?

    YanıtlaSil
  5. Sabah can ı gördüğümde gözlerindeki ifade felaketti uyku sersemi olmama rağmen gözlerini gördüğüm anda uykum açıldı aklıma ilk gelen şey can ın çağtayların salonunda birini öldürme ihtimalinin olduğu idi.Hemen salona gittim.Emrede ersende gayet normaldiler uzulvlarına falan baktım öle farklı yerlerde olanda yoktu.Öyle bi göz görmemiştim ama can ısrarla NOLCAK AQ! diyerek gözlerinin cillop gibi oldunu ifade ediyordu.(Nedense bakarken alnını burnuna getiriyor)

    YanıtlaSil