"THE A.M. IS COMING..."
Dizinin orjinal açılış videosu:
Çok uzun bir süre bekledik. İnanılmaz bir GoP ikinci sezonunun ardından sıra artık değerlendirmeye ve sezon özetine geldi. Artık usta kalem K.R.Pirens'in ellerinden çıkma, gerek kurgu gerek de karakterleri açısından oldukça kaliteli bu yapımını tekrar övme ihtiyacı hissetmiyorum. Ama hâlâ izlemeyenler varsa mutlaka izleyin!
Yeni sezonda gene ağzımızı açık bırakacak olaylar yaşanacağını biliyorduk ama bu kadarı gerçekten fazlaydı. Gerek Lord Rektalion'un inanılmaz düşüşü, gerek gölgede kalan diğer karakterlerin inanılmaz çıkışları ve yeni karakterlerin de katılımıyla solukları kesen bir sezon oldu. Bu kadar da değil. İkinci sezonun ardından gene sezonun üzerinden şöyle bir geçelim ve hafızalarımıza kazınmış olan sahneleri tekrar ele alalım istedim. Seriyi takip etmeyenler açısından spoiler miktarı hayli yüksek olacak, uyaralım. Buyurun:
-Hızlı Yükselip Aynı Hızla Tekrar Batan Güneş-
İlk sezonun en şaşırtıcı olayı, Lord Rektalion'un beklenmedik ihaneti ve liderliğini ilan edişiydi hatırlarsanız. Yazarın müthiş kurgusu sebebiyle bütün bir sezon boyunca Lord Cavidan'ı esas kötü sanmış, dikkatlerimizi Rektalion üzerinde yoğunlaştırmamıştık. O da Lord Pion ve Knight 87. Ingen'i yanına alarak yüce yönetenlere baş kaldırmış ve sonra tüm müritlere de ihanet ederek Kutsal Şeftali Mağarasına girmişti. Bu yüzden de hepimiz yeni sezonun asıl kötüsünün Rektallion olacağını düşündük. Ancak Pirens bizi gene ters köşeye yatırdı. Daha üçüncü bölümden itibaren Rektalion'un inanılmaz düşüşüne şahit olduk.
-Peki Rektalion Nasıl Düştü?-
Aslında bu sorunun cevabı bize yeni sezonun iki önemli karakterini tanıtmış oldu. Bunlar önceki sezonda da pek önemli gözükmeyen ama aslında çok derin sırları barındıran kişiler. Evet, Lord Yamchık'tan bahsettiğimi gayet iyi biliyorsunuz. Kendisi için aslında Cavidan'ın sağlam müritlerinden biri ve kirli işlerini el altından yürüten suikastçısı da denebilir. Geçmişte Maganda Kral Özlil ve Lord Götingen'e de sağlam kusmuklu saldırılar yaptığını flashback bölümlerinde öğrendik. Ama Cavidan'ın emri ile Rektalion'a verem mikronu bulaştıranın Yamchık olduğunu öğrendiğimizdeyse adeta kanımız donmuştu. Öyle ki tüm gücünü kaybeden Lorde Rektalion, bunu fırsat bilen eşi Leydi Albeni tarafından torbayı bağlayamadığı için halkının önünde aşağılanınca da kurduğu hükümdarlık sona erdi.
-Cehennemi Tatmak: Ters Piramit-
Aslında ölmediklerini hepimiz gayet iyi biliyorduk ancak Pirens'in eserinde her şey mümkün olduğu için kendi gözlerimizle görmeden emin olamazdık. Evet, Pion Göttingen ve Knight 87. Ingen'den bahsediyorum! Öte yandan kendilerini tekrar bulduğumuzda da pek iç açıcı bir durumda olmadıklarını görmüştük. Önceki sezonda piramitte yaşadıkları sert düşüş alt piramide geçmelerine yol açmıştı. Böylelikle Piramit evrenine dair önemli bir detayı da öğrenmiş olduk: Ters Piramit. Aslında burası için yine aynı şekilde dibe ilerleyen katlardan oluşan ve çaresizliği sembolize eden piramit şekilli bir cehennem de diyebiliriz. Bu bölümlerde karakterlerimizin bahtsızlığına ve tekrar kat çıkma çabalarına şahit olduk. Elbette Ters Piramitde de pek çok oluşum, ülke ve krallık var ancak daha çok bir kaos hakimdi diyebiliriz. Ingen, Pion'a olan kızgınlığını sona erdirdi ve İzmir Çetesi isminde asi bir oluşuma beraber katılarak hayatta kalmaya çalıştılar. Aslında pek işe yaradığı da söylenemez ama burada çektikleri korkunç acılar kendilerine unutulmaz bir ders oldu. Hatta bu tecrübeler Pion’u üst kata bile geri çıkardı!
-Pion Göttingen'in Geri Dönüşü-
Güç dengelerinin yine alt üst olması bu sefer pek şaşırtmadı. Çünkü ilk sezon boyunca ana karakter olarak gösterilen Göttingen'in tekrar güce kavuşması, hepimizin hevesle beklediği bir olaydı. Bu yükselişi Cavidan'ın ilgisini çekti ve kendisiyle yeni bir antlaşma imzalamaya çalıştı. Ama Pion elbette gururlu ve bir o kadar akılsız bir karakter olduğu için bu fırsatı elinin tersiyle itti ve bu sefer henüz sadece yüzünü gördüğümüz, ancak ismi açıklanmayan bir leydi tarafından Sardunya's kalesinde bütün lorldların katıldığı bir toplantıda rencide edildi. Bunu gururuna yediremeyen Pion da bir kez daha alt kata düşmek zorunda kaldı. Hatırlıyorum bu bölüm beni bayağı sinirlendirmişti izlerken. Leydinin kimliği konusunda pek çok teori şimdilik Yaşlı Kertenkele'nin eşi olduğu yönünde.
-Ingen’ler Üzerindeki Lanet Kalktı Mı?-
Ters Piramit'deki pek çok karanlık güçle işbirliği yapan Ingen hepimzi çok şaşırttı. Daima dürüstlüğe ve adalete olan inancını bildiğimiz bir karakterin böylesine değişmesi oldukça büyük bir sürpriz oldu. Anladığımız kadarıyla üzerindeki makûs laneti kaldırmayı başardı ve tekrar üst piramide geri döndü. Ama buradaki önemli nokta yükselmek için gücünden yardım talep ettiği kişi aslında. Şimdilik bu gizemli kişinin isminin Alf olduğunu biliyoruz ancak unvanı yâda gücü hakkında henüz bir fikrimiz yok. Tek bildiğimiz Ingen’e olan vaadini yerine getirdiği. Son bölümün bomba sürprizlerinden birisiyse bu kişinin Piramit dışından yaklaşan ordu tehlikesi hakkında oldukça kapsamlı bilgiye sahip olmasıydı. Ayrıca Alf’in piramit evreninde oldukça sağlam bağlantıları olduğuna da şahit olduk. Ters Piramit'de Pion ve Ingen'in o kadar arayıp da bulamadığı Rektalion'u kolayca buldu ve kendisine verem mikrobu bulaştırılmasını isteyen gizli bir ajanını devreye soktu. Ancak Lord Rektalion zekasıyla bu tuzağa düşmedi (en azından öyle umuyoruz). Bir sonraki sezonda Alf hakkında çok daha önemli şeyler öğreneceğimize eminim!
-Yamchık'ın Ingen'e Hazırladığı Tuzak-
Ingen, Alf'in de yardımını alarak tekrar üst piramide çıktı ancak hükümdarlığı aynen Pion Göttingen'inki gibi pek de uzun sürmedi. Aslında kendisi korkunç bir suikasta kurban gitti de diyebiliriz. Samimi söylüyorum belki de bu acı bölüm, sezon içinde en çok kanımı donduran bölümdü. Yeni müritleriyle kutlama yapmak isteyen Ingen, iki gün süren parti esnasında Yamchık'ın adamı tarafından yumuşatılmış piramit zeminin oldukça fazla dans edilip eğlenildiği için yıkılması sonucu tekrar aşağı düştü – ki bu bölüm beni biraz hüzünlendirmişti. Artık bir sezonda daha fazla düşüp yükselme olacağına düşünmüyorduk ama hırslanan Ingen bu sefer tam anlamıyla üzerindeki laneti kaldırarak doğru yolu buldu ve piramidin üst katlarında yerini şimdilik sabitledi.
-Uzak Diyarlardan Gelen Bir Karaokeci: Lord Amso-
İlk bölümlerde tellal olduğunu sandığımız ancak daha sonra Lord olduğu açıklanan Amso da sezonun en ilginç karakterlerinden biriydi. Şimdilik hangi karakterlerle nasıl bir geçmişi olduğunu bilmiyoruz ama Rektalion ile ortak ve gizemli bir geçmişleri olduğunu tahmin etmek pek güç değil. Piramitteki yeri henüz net olarak açıklanmayan bu karakterle ilgili öğrendiğimiz en önemli detay ise gereksiz sosyal aktivitelere katılmayı ve karaoke’yi çok sevdiği şeklinde. Üçüncü sezonda kendisini çok daha fazla göreceğimizi tahmin ediyorum.
-Geriye Kalan Diğer İki Gizemli Karakter-
İlk sezondan beri adlarını çok az duyduğumuz ve haklarında gene az şey bildiğimiz iki karakterden bahsediyorum: Maganda Kral Özlil ve Yaşlı Kertenkele. Yaşlı Kertenkele'yi bu sezonda da hiç görme fırsatımız olmadı ancak piramidin alt mimarlarından biri ta kendisi olabilir. Piramitteki asıl yeri ise tam bir muamma. Özlil'in önceki sezonda esas olayının Maganda Krallığı olmadağını zaten tahmin ediyorduk. Piramitte pek çok kez yer değiştirmiş, pek çok savaşa katılmış bir yüce yöneten ya da alt mimarlardan biri olduğuna bu sezonda iyice emin olduk. Ancak hala açıklanması gereken pek çok detay var. Final bölümünde Lord Cavidan üstlerinin huzuruna çıktıktan sonra saraydan ayrıldığında, masa etrafındaki siluetlerden bir tanesi elinde bir elinde dondurma diğer elinde de nargile bulunduruyordu. Bu da bizi Maganda Kral olabileceği hakkında soru işaretlerine yöneltti.
-Lord Cavidan ve Hayatı-
Önceki sezonda bir nevi Yüzüklerin Efendisi'nin Sauron'u olarak tanıtılan Lord Cavidan'ın, aslında çok daha insansı bir karakter olduğu bu sezonda izleyiciye gösterildi. Kendince korkuları olan, yeri geldi mi elindeki gücü yanlış kullanan ve biraz da kılıbık bir karakter olarak lanse edilmesi onun insani yönünü ortaya çıkardı. Belki de diziyi en gerçekçi kılan detaylardan bir tanesi de bu diyebilirim. Serideki tüm karakterler oldukça gerçekçi, sanki hepsi gerçekten hayattan alınmışlar gibi (kıps ;) ). Umarım gelecek sezonlarda bu karakteri daha da fazla tanıma şansımız olacaktır.
-Sonuç-
Özetle ikinci sezon takipçilerini çoğunlukla kızdıran, yer yer ağlatan ama sıklıkla güldürmeyi ihmal etmeyen dolu dolu bir sezon oldu. Hem yeni karakterlerle tanıştık hem de eski karakterleri daha derinlemesine tanımış olduk. Artık üçüncü sezonu beklemek iyice işkence haline gelecek. Ancak o sezona kadar tartışılacak pek çok teori var. Hepinizin eğlendiğini umuyorum. Sağlıcakla kalın…
The A.M. is coming...