Tarih: Ağustos 2011
Ekibimizde en çok varoş kültürüne sahip kişi Özgür’dür kıymetli okurlarımız. Kendisi şu an müthiş bir caz hastası, kaliteli içkiden anlayan, sıkı bir okuyucu gibi oldukça entelektüel özelliklere sahip olsa da geçirdiği çocukluk yüzünden kendisinin de belirttiği gibi içindeki “Varoş Ruhu”nu hiçbir zaman tam olarak atamamıştır. Ama bir zamanlar “Mehter marşından başka müzik dinlemek embesillik *mına koyim” gibi son derece ciddi bir müzik anlayışı ve “babasının arabasını çalıp çarpan ergen” ruh hallerinden, Frank Sinatra dinleyip “Sarfaryon sosunda marine edilmiş İtalyan rosto” pişiren bir kişiye dönüştüğünü göz önünde bulundurursak kendisinin yaşadığı değişimi tebrik etmemek elde değil.
Konumuza dönecek olursak ben, Çağatay ve Özgür hep beraber Alsancak’a, ekiple buluşmaya gidiyorduk Çağatay’ın arabasıyla. Ve o sırada Alsancak’la yan yana olan Kahramanlar semtinden geçmekte idik. İzmir’i bilenler bilir, ikisi sırt sırta olan bu iki semtten Alsancak ne kadar lüks, üst sınıf ve kalite bir mekânsa (Can tabi ki tam tersini iddia etmektedir ki kendisinin iddiasına göre Japonya’da pirinç tarlaları da yoktur) ironik biçimde Kahramanlar da o kadar varoş ve abeci bir bölgedir. Özellikle de iç kısımları.
İşte hep beraber arabayla ilerlerken bir yandan boş muhabbet yapıyor öteki yandan da sağdan soldan geçen kızların Alsancak’lı mı yoksa Kahramanlar mensubu mu olup olmadığını tartışıyorduk. Ve açıkçası ayırım yapmak konusunda da pek sıkıntı çekmiyorduk. Boynuna şal takmış, dar kotlu, çizmeli, büyük deri çantalı ve güneş gözlüklü kızların Alsancak’lı olduğu ne kadar netse Adidas eşofman giymiş, şapkalı, kazan götlü ve kol kola ilerleyen kızların da amele olduğu o kadar netti. Lakin ilerledikçe bizleri soru işaretinde bırakan bir kızla karşılaştık. Ne kadar kafa patlatırsak patlatalım bir türlü kızın hangi semtten olduğuna karar veremiyorduk. İnanın kız sanki her iki semtin de tam ortasında doğmuş gibi bir kombinasyona sahipti: Son derece bakımlı ve düz saçlar ama pahalı olsa da lacivert eşofman altı.
Nihayetinde arabada büyük bir tartışma patlak verdi. Yemin ederim Cern deneyindeki bilim adamları bile bu kadar ateşli bir tartışma bile görmemiştir. Ben kızın Alsancak’lı olduğu konusunda ısrar etmeye başladım fakat Özgür gizemli bir biçimde sessizce sigarasını içip kızı gözlemleye devam ediyordu. Lakin saniyeler ilerleyip benim konudaki ısrarlarım sürünce Özgür dayanamadı ve duruma elde koydu. “Hayır birader Kahramanlar’da oturuyor bu kız. Anlarım ben.” Dedi sigarasının dumanını yavaşça üfürürken. Onu bu kadar zor bir soru karşısında bu kadar net bir cevap vermeye iten neydi gerçekten hepimiz çok merak etmiştik. Lakin Çağatay düşüncelerimi okuyor gibiydi ve müthiş bir merak duygusu içinde kendisine bunu nasıl anladığını sordu. Kendinden emin duruşunu bir an bile kaybetmeyen Özgür yanıtladı:
“Götüne baksanıza *mına koyim, varoş götü bu. Yürümekten kas yapmış.”
Aldığımız cevabın ardından gülmekten patlamamıza saniyeler kala Özgür oldukça karizma biçimde sigarasından derin bir nefes daha çekti ve üzerine ekledi:
“Ama ne s*kişir bu ha!”…
Dışarıdan okuyunca Scorcese filmlerindeki diyaloglar gibi olmuş lan :D
YanıtlaSilKızın götü çok iyiydi ama
gidip sormayı akıl edemediniz mi amk ne gerek var böyle beyin patlatmaya
YanıtlaSilArabadalar salak :D Valla bazen nasıl olup da senin demirin soğuk tarafını sokma icadını gerçekleştirdiğine şaşıyorum bilader.
YanıtlaSilo arabadan inilmiyo mu amk böyle önemli bir konu için inmez mi insan arabadan
YanıtlaSilŞu bir yere eşortmanla çıkanlara harbi kılım, hadi bakkala, komşuya falan gidersin tamam da herif/kız okula, buluşmaya hatta işe eşortmanla gidiyor aq, bence bunu alışkanlık haline getirmiş kişiler tespit edilip toptan imha edilmeli.
YanıtlaSil